Sigorta şirketleri poliçe satarken genellikle kafasında soru işaretleri olan müşteriyi ikna etmek için “bizim en iyi reklamımız ödediğimiz hasardır, ödemede sorun olmaz” derler. Ama bu durum uygulamada hasarın gerçekleşmesi ile birlikte hiç beklendiği gibi olmayabilir. Birden bire muafiyetlerle, istisnalarla karşılaşılır. Bazı önlemleri almamış olmakla suçlanır ve zan altında bırakılabiliriz. O zaman ilk akla gelen, “ben sigortayı risklerimi unutarak yaşamak için yaptırmamış mıydım… şimdi de sigorta şirketi ve hukuk müşavirliği ile uğraşmak zorundayım” gibi fikirler ve hayal kırıklıklarıdır. Üstelik hasardan sonra sigorta şirketi tarafından olayın nasıl olduğunu anlamakla görevlendirilmiş emekli polisleri ortalıkta gezerken gördüğünüzde ve onların şüpheci tavırları karşılaştığınızda sigorta kurumuna güven iyice zedelenir.
Yukarıda yazılanlar çok kez dinlenerek oluşmuş bir izlenimdir ve prim ödeyerek risklerini teminat altına almış kişilerin yaşadıklarına örnektir. Şirketlerin hasar birimleriyle birlikte çok yoğun çalışan hukuk birimlerinin varlığı da bu konuda yaşanan uyuşmazlıkların sayısının su yüzünde görünenden çok daha fazla olduğunun, poliçe satan şirketle ödeme yapanın aynı yüzlerinin olmadığının göstergesidir. Karşılıklı güven bunalımının sebebi, yaşanan tecrübelerle açıklansa da uyuşmazlık sayısının hiç azalmaması, bu sektördeki uyuşmazlıkların adliyelere yüklediği yükün devamlılığı karşısında, alternatif çözüm yollarının deneneceği günlere yaklaştığımızı söyleyebiliriz.
Sigorta şirketlerinin arabuluculuk ve müzakere gibi yollara başvurması onların hasar sahipleriyle yaşadıkları sorunları adliyeye intikal etmeden ortadan kaldırabilecektir. Ama karlılığı esas alan bu şirketlerin arabulucular ve müzakereciler çalıştırmaya başlaması bazı ülkelerde rastladığımız örneklerde olduğu gibi yeni olumsuz örneklerin oluşmasına neden olabilir. Kapınızı çalan sigorta müzakerecisi elindeki çek defteriyle, sizin hasarınız üzerinden kıyasıya bir pazarlığa giriştiğinde, işi pazarlık olan bir kişiyle bundan kolayca yılabilecek bir vatandaş arasında güç dengesizliği doğacaktır. Yine işi “bağımlı” çalıştığı bir sigorta şirketinin uyuşmazlıklarına arabuluculuk yapmak olan kişinin, gerçek anlamda bağımsız veya tarafsız olmasından nasıl söz edilebilecektir. Bu nedenlerle sigorta uyuşmazlıklarının çözümünde alternatif yollar ararken, bu hizmete talip olacak kişilerin bağımsızlığını sağlamak kamu yararı sağlamanın bir gerekliliği olacaktır.
İlgili diğer yazılar
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments