İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın da aralarında bulunduğu grubun protestosu olaylı geçti. “Arabuluculuk” yasa tasarısına karşı olduklarını belirten avukatlar, bu konuda düzenlenen konferansın yapıldığı salona girmek istedi. Güvenlik görevlileri gruba engel olunca arbede çıktı. Kapıyı zorlayarak içeri giren avukatlar, konferansa katılan konuklarını önüne kırmızı kart bıraktı (Zeki GÜNAL – DHA)
Yapılan Protestodan sonra söz alan TBB başkanı Av. Vedat Ahsen Coşar Şu konuşmayı yaptı:
“Protestocu arkadaşların bu kürsüye bıraktıkları avukatlık cübbesi onların tekelinde değildir. Biz cübbemize sahip çıkarız. Bu birincisi. İkincisi, İstanbul Barosu’nun sayın Başkanına, sayın Yönetim Kurulu üyelerine ve İstanbul Barosu’nun sayın avukatlarına çok teşekkür ediyorum. Kırmızı kart zengini oldum sayelerinde. Tabii demokrasi böyle bir şey. Biz herkesin demokratik haklarını, anayasal haklarını, protesto hakkı da dahil olmak üzere her türlü hak ve özgürlüklerini herhangi bir engelleme olmaksızın sonuna kadar kullanmasından yanayız. Burada, kendi aramızda da konuştuk. Arkadaşlarımızın içeriye girmesine karşı olan bir görüş vardı. Ben, ‘Hayır, izin verin, gelsinler’ dedim. Geldiler, protestolarını ifade ettiler. Tabii, içlerinde bir kısım meslektaşlarıma yakıştıramadığım bana yönelik hakaretler de oldu. Ama bizim demokratlığımız sözde değil, özdedir. Ben, onların o hakaretlerini de ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında gördüm, hoş gördüm.
Gelecek uzun sürer. Allah eğer ömür verirse, uzun sürecek olan o gelecekte kimin haklı, kimin haksız olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu protestoyu yapan İstanbul Barosu’nun sayın Başkanı da bu toplantıya davetliydi. Ben kendilerinin, bu mekâna gelip, bu kürsüye çıkıp yürütülmekte olan bu çalışmayla, arabuluculukla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nun önünde olan tasarıyla ilgili olarak ne gibi argümanları varsa, eleştirileri varsa, düşünceleri varsa, bunları bizlere anlatmasını isterdim. Böyle yapılsaydı hepimiz bundan istifade ederdik. Ne yazık ki istifade edemedik, bundan yoksun kaldık. Protesto etme haklarını kullandılar, böyle tatmin oldular, biz de kendilerini hoşgörüyle izledik. Bu protestonun onlara belki bir faydası oldu, ama bize hiçbir şekilde faydası olmadı. Bu kürsüye çıkıp burada düşüncelerini söylemiş olsalardı, bizlere daha çok faydası olurdu, belki bizlere yeni bir açı getirebilirdi, yeni bir ufuk getirebilirdi, biz de bundan istifade edebilirdik. Hem olanlardan, hem de bu korsan sunumdan dolayı hepinizden özür diler, çalıştayın başarılı geçmesini dilerim.“
İlgili diğer yazılar
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments
Ben hem avukatım hem de 9 Eylül Üniversitesi’nde anlaşmazlık çözümü üzerine master yapıyorum.Arabuluculuk kurumunu destekliyorum ve o yüzden bu işin içinde olmak,eğitimini almak istedim.Ancak Arabuluculuk Yasa Tasarısı bir çok konuda eksiklik ve yanlışlıklar içermekte.Örneğin en büyük sorunlardan biri, yapılan anlaşmaya icra hakimi tarafından icra edilebilirlik şerhi verilebilecek olması.Bu yargılama yapılmadan mahkeme kararı almakla eşit.İcra edilebilirlik şerhi ilam niteliğinde olacak,tasarıda öyle diyor.Hukukçuların bu uygulamaya karşı çıkmalarının başlıca nedeni bu bence.Hukuk eğitimi almamış,sadece temel kavramları bilen bir arabulucu önünde taraflar anlaşacak,bir sözleşme imzalanacak.Bu sözleşmenin hukuka ve ahlaka aykırı olup olmadığını denetleme konusunda arabulucu ne kadar yeterli olabilir?Hakimlerin şuan ki iş yükü belli.Hakimlerimiz önlerine gelen bu anlaşmaları tek tek nasıl inceleyecek?Eğitim kurumlarının özel dershaneler olacak olması da başlı başına bir sorun.Türkiye’de bu işin eğitimini verebilecek kaç hoca var?Bu dershaneler nasıl işleyecek?Kim denetleyecek?Bunun gibi eleştirebileceğim daha bir sürü açık var tasarıda.O yüzden hukukçulara da hak vermek gerek.Avrupa’dan direk tercüme yapılarak getirilen bu kanun tasarısı Türkiye’de yasalaşırsa çok büyük hukuksal sorunlar yaşanacaktır.Tekrar düzenlenmesi gereklidir.