Avukatlar olarak piyasanın kötülüğünden, müvekkilerin hainliklerinden, para tahsil etmenin zorluklarından yakınırken biraz da kafamızı kaldırıp bakış açımızı genişleterek savaşmaktan, çekişekten başka yolları da meslek portföyümüze katmalıyız.
Bunu yapmak tabii ki burada yazıldığı gibi kolay bir şey değil. Toplumsal bir dönüşümün de dahil olduğu bir kabullenme süreci geçirmemiz gerekiyor. Tarih şunu göstermiştir ki; biz pragmatik bir toplumuz. İşimize gelen bir şey olduğu zaman onu baş tacı eder ve 50 yıllık mesafeyi 5 yılda alıveririz. Bence arabuluculuk da böyle bir konu. Mahkemelerde süründürmek gibi bir deyime sahip olan milletimiz elbette bu imkandan yararlanmanın da yollarını en kısa zamanda öğrenebilecektir.
Avukatlar da bu süreçte sadece aman hukuk fakültesi mezunu olmayan arabulucu olmasın korkusunu bir yana bırakarak, olursa olsunlar, zaten bizim yanımızda diğerleri bu işe soyunamazlar diyebilmeli ve bu işin teknik kısmıyla ilgilenip kendilerini geliştirebilmeliler. Bunun aksi yani şu anda yaşadığımız durum, malesef özgüvensizliğin belirtisinden başka birşey değildir. Usul Hukuku nasıl bir dava avukatı için iyi bilimesi gereken bir konuysa, artık müzakere teknikleri ve arabuluculuk da öğrenilmesi gerken bir konudur.
İtiraz ettiğimiz kadar öğrenmeye zaman ayırsak rakiplerimize çoktan fark atmış olurduk…
İlgili diğer yazılar
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments