Tasarıya göre, iki aşamalı olarak yapılması düşünülen arabuluculuk sınavının, ilk aşamasının yazılı ikinci aşamanın ise uygulamalı olması sözkonusu. Mesleğe kabulden önce çeşitli devlet kurumları tarafından yapılan sınav uygulamalarından, yazılı sınavın ÖSYM tarafından test usulü ile, mülakat kısmının ise bir heyet önünde sözlü sınav şeklinde yapılması beklemek arabuluculuk sınavı için doğru olmayacaktır.
Yazılı yapılacak arabuluculuk sınavı en azından ilk birkaç sınav için gerçekten yazılı olmalıdır. Çünkü henüz eğitim standardı, müfredatı ve terminoloji birliği geliştirilmeden yapılacak test şeklindeki sınav, farklı ekollerden aynı eğitimi almış kişiler için aynı sonucu doğurmayabilecektir. Arabulucu adaylarının bilgilerini ölçmek isteniyorsa bu ilk aşamada çoktan seçmeli bir sınavla değil, eğitimin standardartları geliştirilinceye kadar el yazısıyla cevaplanacak bir sınav olmalıdır. Böylece hangi ekol ve anlayışta eğitim almış olursa olsun bilgisi ölçülmek istenen kişinin kurduğu cümlelerden ifade edilmek istenen daha iyi anlaşılacak ve ölçme, değerlendirme daha başarılı yapılabilecektir.
Yine Sn. Kanunlar Genel Müdürü tarafından yapılan bir sunumda, ikinci aşama sınavın alışılagelmiş mülakat şeklinde değil, arabulucuların kendilerine verilecek bir vaka ve bu vaka gereğince rol yapacak kişiler karşısında arabuluculuk becerilerini göstermesi şeklinde yapılacağı ifade edilmiştir. Ayrıntısı tasarının yasalaşması ile birlikte sınava ilişkin yönetmeliğin hazırlanmasıyla ortaya çıkacak olmasına rağmen, sınav uygulaması hakkında birkaç görüşümü paylaşmak istiyorum. Burada yapılması gereken ilk tercih, arabulucunun becerilerini sergilemesinde kendisine yardımcı olacak ve aynı zamanda rol oynayacak tarafların, sadece rol mü yapacağı, yoksa aynı zamanda becerileri ölçen kişiler mi olacağıdır. Bana kalırsa kendisinden gerçek duygular endişeler ve tepkiler canlandırması beklenecek bu kişilere bu iki görevin birlikte yüklenmesi doğru olmayacaktır. Aksi hal hem rol yapanları çok yoracak hem de verimsiz bir sınav süreci yaşanmasına sebep olacaktır. Bu nedenle mülakat sınavında rol yapacaklar ile arabulucunun süreç yönetimini değerlendirecek kişiler tamamen ayrı kişiler olmalıdır.
Uygulamalı sınavda bir olay üzerinde arabuluculuk yapılacağına göre, böyle bir sınavda her arabulucu adayı için farklı olay ve senaryolar belirlenmesi gerekecektir. Yoksa ilk sınavdan çıkan kişiyle birlikte alenileşecek olan uygulama sınavıının senaryosu, sınavdan beklenen sonucun alınmasını engelleyecektir. Bu nedenle aday sayısı kadar örnek olay hazırlanması gerekecektir. Arabulucu adayı sınava girmeden önce kendi olayına ilişkin bilgilerin bulunduğu zarfı kendisinin seçmesi sağlanarak, konuların aynı olmaması karşısında kendilerine fırsat eşitliği tanınmış olacaktır. Adaylara konularını okuyup hazırlanmaları için belirli bir süre verilmeli bu sırada dışarıyla görüşme imkanları kısıtlanarak yalnız kalması imkanı sağlanmalıdır.
Ayrıca adayların karşısında olay ile ilgili olarak rol yapacak kişilerin niteliği de çok önemlidir. Bu kişilerin yapacakları rolleri ne şekilde ele alacakları arabulucunun başarısını doğrudan etkileyecektir. Rol üstlenecek kişilerin bir standarda ve davranış kalıbına göre hareket etmelerini sağlamak oldukça güç olacaktır. Bu nedenle bu konuda mümkün olduğunca az sorun yaşanmasının rol yapacak kişilerin gerçek tiyatrocular olmasıyla çözülebileceğini düşünüyorum. Arabulucuların zarflarını seçmesiyle kesinleşen olaylarında rol alacak tiyatrocular, arabulucunun hazırlanma süresinde oynayacakları role hazırlanmalıdır. Ya da tercihe göre roller tiyatroculara daha önceden dağıtılarak çalışmaları sağlanabilir.
Sınavda arabulucunun tarafları masada tutma, iletişimlerini kolaylaştırma ve taraflara çözüm bulmada yardım etme becerileri değerlendirilmeli, bu nedenle arabulucuların önlerine gelen olayda, tarafların mutlaka anlaşmış olarak masadan kalkmaları beklenmemeli, aranmamalıdır.
Şamil Demir – 21.09.2009
İlgili diğer yazılar
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments
Çok ileri görüşlü tespitler olmuş. Sanırım sınavı düzenleyen bir yönetmelik olacak. Hiçbir şeyin belli olmadığı ortamda elinize sağlık.
Bana göre yazılı sınavın klasik şekilde olması uygun. Ama işin içine devlet eli ile yapılan mülakat girdiği zaman insan biraz şüpheci oluyor. Bu kez klasik Türk sistemi devreye girer. Bu da şu demek olur ki; torpilli olanların öne çıkma, yer kapma , belge sahibi olma hırsları, liyakatı zedeleyebilir.
Teşekkürler,
Gerçekten henüz hiç bir durumun netleşmediği bu ortamda öngörülerinize katılıyorum.Yazılı bir sınav fikrinize ve vakalarda rol alacak kişilerle, arabulucu adayını değerlendirecek şahışların ayrı olması gerekliliğine inanıyorum…