İşçi işveren uyuşmazlıklarının çözümünde resmi arabuluculuk ve hakeme başvurma hukukumuza ihtiyaç nedeniyle çok önceden girmiş bir düzenlemedir. Hakeme ve Resmi Arabulucuya Başvurma Tüzüğü resmi arabulucularda aranan nitelikleri de düzenliyor. Aranan niteliklerin gerçek manada arabuluculuk yapmaya yetmeyeceği ilk okumada anlaşılabiliyor. Buna göre resmi arabulucu olabilmek için:
Madde 26 – Resmi arabulucularda aşağıdaki nitelikler aranır:
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Medeni ve siyasi hakları tam olarak kullanma ehliyetine sahip olmak,
c) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A-5 inci fıkrasında öngörülen genel koşulları taşımak,
d) Siyasi partilerin organlarında görevli olmamak,
e) Sendika şubesi, sendika ve konfederasyonlarda herhangi bir suretle görevli bulunmamak.
f) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli bulunmamak (Yükseköğretim Kanunu hükümleri saklıdır),
g) Hukuk, sosyal politika, endüstri ilişkileri, iktisat ve işletme öğrenimi yapılan en az dört yıllık bir yükseköğretim kurumunu bitirmiş ve işçi-işveren ilişkileri alanında en az beş yıl çalışmış olmak veya diğer yükseköğretim kurumlarını bitirmiş ve kamu kurum ve kuruluşlarında en az 10 yıl iş hukukuyla ilgili görevlerde çalışmış olmak.
Görüldüğü gibi resmi arabulucu olabilmek için arabuluculuk eğitimi gibi bir eğitimin alınması aranmamaktadır. Zaten tüzüğün yayınlandığı yıllarda da böyle bir eğitimi verecek altyapıdan bahsetmek de zor görünüyor. Resmi arabulucuların “uyuşmazlık tutanağı” düzenlemekten daha ileri fonksiyonlarının olamamasında, tarafların arabulucudan çözüm yönünde bir beklentinin olmaması sebep olarak gösterilebilir. Gerekli şartları taşımaktan çok, arabulucuların “arabuluculuk yapma” yeteneklerinin ön plana çıkması resmi arabuluculuğu işler hale getirebilirdi…
Ülkemizin arabuluculuk gibi yeni bir serbest meslekle tanışmaya hazırlandığı şu günlerde, arabulucuların alması gereken ciddi eğitim, arabulucuların asgari standartlarını belirlemede önemli rol oynayacak. Herhangi bir eğitim alınmaksızın el yordamıyla yürütülen resmi arabuluculuk da hukuk uyuşmazlıkları için yürütülecek arabuluculuk ile en azından eğitimleri açısından birbirine entegre edilmeli ve resmi arabuluculuk için de aynı eğitimden geçme şartının aranması yönünde düzenleme yapılmalıdır. Böylece arabuluculukta uygulama ve eğitim birliği sağlanabileceği gibi, 1984 ten beri mevzuatımızda bulunan resmi arabuluculuktan da beklenen fayda elde edilmeye başlanabilir.
İlgili diğer yazılar
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments